14 Haziran 2014 Cumartesi

İlk Mim!!!

Heyyyy!!! Beni kimse farketmiyor derken Hobbylst İknur 'cuğum beni mimlemiş.Sağolsun...Cevaplıyorum...

  1) En çok sevdiğiniz yönünüz?
Azimliyimdir,mükemmeletçiyimdir, bir de her şeyin komik yönünü görürüm.

 2)Sen hiç yağmur altında ağladın mı?
Hatırlamıyorum.

3)Diyelim ki sana 3 dilek hakkı tanındı.Sadece insanları değiştirebileceksin.Neleri, kimleri ya da hangi özellikleri değiştirirdin?
Hayattan hiç bir tecüibe alamayan, hala kendini dünyanın yörüngesinde sanan insanları...Bir de övünen insanları Onlara hiç tahammülüm yok)

4)Sen hiç yaz yağmurunda denize girdin mi?
Ben Antalyalı'yım.Çookkk....:)

5)Yaşadığın en gülünç durum nedir?
O kadar çok ki...Direğe çarpıp pardon demişliğim bile var benim

6)Kendine ünlüler dünyasından bir eş ya da sevgili seçseydin hangisini seçerdin?
Evli bir kadın olarak cevap vermeme hakkımı kullamıyorum...:))

7)Hayatın bir film olsa hangi aktris oynasın isterdin?
Nurgül Yeşilçay...O her rolün üstesinden gelir...

8)Sen hiç halka açık bir alanda kimseyi umursamadan ağladın mı?
En son kayınpederimin cenazesinde ağlamıştım.

9)Süperman mi, Batman mi?
Süperman

10)Çocukken hepimiz bir nesneyi ya da bir olayı başka bir şey zannederdik.Senin öyle ilginç düşüncelerin oldu mu?
Olmaz mı tüm karatıları başka birşeye benzetirdim ben.Gece uyurken de korkarak yatardım o yüzden.Bunda annemin korkutmalarının payı da büyüktür tabii.O yüzden hiçbirşeyle korkutmadım çocuklarımı...

11)Hayatın anlamı nedir?
Sevgi


       Ben de Sevgili;
                             Dikiş-Terapi,
                             Buzlar Kraliçesi,
                             Nebihan Akça       'yı mimlemek istiyorum.Cevap verirlerse çok memnun olurum                                                                                                                                                      Sevgiler...

11 Haziran 2014 Çarşamba

Eskişehir Gezisi

1 Haziran'da Eskişehir' deydim.Anadolu Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi'nin geleneksel pilav günü vardı.Kaç senedir gitmek istiyordum ama gitmek bu seneye nasipmiş.
  En son 6, 7 sene önce gitmiştim Eskişehir'e. O zaman bile benim ayrıldığım yıllardan farklıydı ama bu sefer sanki daha bir gelişmiş, büyümüş geldi bana.Bu gelişim için Eskişehir, Syn Yılmaz Büyükerşen'e çok şey boçlu tabii...Zaten bunu Eskişehirliler de çok iyi biliyor.Keşke biz Antalyalıların da bir Büyükerşen'i olsaydı.Düşünsenize Porsuk'tan başka doğru dürüst doğa güzelliği olmayan bir şehri turistlerin ziyaret ettiği gelişmiş bir kente çevirmiş birisi Antalya gibi doğa güzellikleriyle ünlü bir yeri ne hale çevirirdi.Hayal bile edemiyorum doğrusu...Neyse Allah nereye kimi vereceğini çok iyi biliyor.
İşine karışmamak lazım...:)
 Anlaşıldığı üzere ben bir Eskişehir hayranıyım.Dolu dolu bir öğrencilik yaşadım ondan mıdır yoksa Eskişehir benim için özgürlüğümdür ondan mıdır bilmem.Huzur bulurum hep orda nefes alırken.En son 7 sene evvel gitmiştim ama çoluk çocuk, eş hiçbişey anlamamıştım.Bu sefer yalnız gidince pek iyi geldi doğrusu.İhtiyacım varmış kendi kendime seyahat etmeye.Her ne kadar çocuklarım burnumda tütseler de arada böyle tek başına kaçamaklar yapmak lazımmış bunu anladım. Onlar da beni çok özlemişler.Her iki taraf için de iyi oldu anlayacağınız.Hani insanlar elinin altındakinin kıymetini bilmez de biraz ayrı kalınca anlar ya işte o hesap...

           Meşhur Porsuk Nehri...Biz öğrenciyken içinde yosunlar vardı.Yanından da nerdeyse                                                                burnumuzu tıkayarak geçerdik.Vay beee!!!
Boza...İlk içtiğinde bu ne be iğrenç dediğin sonraki içtiğinde ise kendine müptela eden içecek.Bayılırım.İki bardak ardarda yuvarladım valla...Genelde Haziran'a kalmazdı.Mayalı molduğu için Karakedi Bozacısı dondurma yapmaya geçerdi bu zamanlarda ama belki de eski öğrenciler için yapmıştır.Sormak aklıma bile gelmedi doğrusu sevincimden...Çibörek de yedim bu arada ama resimlemeyi unutmuşum arkadaşlar, üzgünüm.
Bakalım aradaki 32 farkı bulabilecek misiniz?  Ben diyim 17 yıl siz diyin 18 yıl sonra...
Yine Porsuk kenarı

     Burası da Odun Pazarı Evleri.Bizim son zamanlarımızda buradaki evler restore edilmeye başlanmıştı ama yeni halini görememiştik.Şimdi içinde kafesi, lületaşından yapılmış takılar satılan dükkanlarıyla tarihi ve turistik bir yer haline gelmiş.Bayıldım....

Burası Sazova Parkı...Burada bir masal şehri kurmuşlar.Sağdaki resim  solda arkamdaki şatonun içinde çekildi.



 Yine Sazova Parkı...Korsan Gemisi yapmışlar...Bu arada suni bir gölet yapmışlar burda.Gemi de bu göletin içinde.Amerika böyle bir gemiyle keşfedilmiş.




Bu da sazova Parkı'nın girişindeki pembe araba.Herkes fotoğraf çektirsin diye konmuş.Biz de çektirivedik işte.
                                                  

Ortadaki bey Hukuk Profösörümüz Ufuk Aydın.Ben bitirme tezimi Ufuk Hocamdan almıştım.Kendisini çok sever ve sayarım.Bu arada eski hocalarımız bizi çok iyi karşıladılar ve çok iyi ağırladılar.Sanki aradan hiç zaman geçememiş gibi çok samimiydiler.Hepsine misafir perverlikleri için çok teşekkür ediyorum.Ayrıca Kimya Bölümünde Doçent olan arkadaşım, dostum Filiz Yılmaz'a da üniversitedeki işlerinin yoğunluğuna rağmen; bize değerli vaktini ayırıp,rehberliği eşiliğinde gezdirdiği için çok teşekkür ederim.
Bir tek Yılmaz Büyükerşen'in yaptırdığı Balmumu Müzesi'ni göremedim.Bir dahaki sefere inşallah!
Henüz Eskişehir'e gitmeyenler!!! Tatil listenize burayı da mutlaka ekleyin.
Sevgiler...